1 Mayıs 2013 Çarşamba

Dua nasıl kabul olur?


Dua nasıl kabul olur?



Bu yazının uzun olduğuna bakmayın. Önce bu Fenerbahçeli Christian Baroni’nin hakkındaki kısa haberi okuyun.

 

Haberin altında Peygamberimizin SAV anlattığı, Mağara Hadisi diye bilinen meşhur bir kıssa var.

 

Yazının sonunda da, inşallah bu ikisinin arasındaki kurduğum bağlantıya yorumumu yazacağım.

 


***

 

Gamze'nin büyük hayali gerçek oldu!

 

Dün akşam oynanan Fenerbahçe - Kayserispor maçından önce Cristian Baroni'nin hareketi ayakta alkışlandı.

 

Cristian maç öncesi seramoniye lösemi hastası Gamze Yagar ile birlikte çıktı. En büyük dileği F.Bahçeli futbolcularla tanışmak olan minik Gamze'nin bu isteği kulüp tarafından gerçekleştirirken, Cristian'ın Gamze'ye sımsıkı sarılması dikkat çekti. Maçtan önceki gün Can Bartu Tesisleri'ne giderek sarı lacivertli futbolcularla buluşan Gamze, Volkan Demirel'in davetlisi olarak dünkü karşılaşmayı izledi.

 
 

Cristian'ın kucağında seremoniye çıkan Gamze'nin mutluluğu yüzünden okunuyordu. Sosyal sorumluluk projesi "Rüya Bir Gün" kapsamında maçı izlemek için stada getirilen ve bir özel eğitim merkezinde öğrenim gören diğer down sendromlu çocuklar da seremonide yer aldılar. Fenerbahçe taraftarı bu görüntüleri sosyal paylaşım sitesinde 'Haftanın En Güzel Karesi' olarak değerlendirdi.

 


 

***


 

MAĞARA ASHABININ KISSASI


İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor:

 

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:


"Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola çıktılar. (Akşam olunca) geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında:


"Bizi bu kayadan, salih amellerimizi şefaatçi kılarak Allah'a yapacağımız dualar kurtarabilir!" dediler.
 


 

Bunun üzerine birincisi şöyle dedi:


"Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirini yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım. Hâla uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, onların uyanmalarını bekliyordum. Derken şafak söktü:

 

"Ey Allahım! Bunu senin rızan için yaptığımı biliyorsan, bizim yolumuzu kapayan şu taştan bizi kurtar!"


Taş bir miktar açıldı. Ama çıkacakları kadar değildi.


İkinci şahıs şöyle dedi:


"Ey Allahım! benim bir amca kızım vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ondan kâm almak istedim. Ama bana yüz vermedi. Fakat gün geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde yüzyirmi dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada:


"Allah'ın mührünü, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!" dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan kaçındım ve insanlar arasında en çok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da terkettim.


Ey Allah'ım, eğer bunları senin rıza-yı şerifin için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar."


Kaya biraz daha açıldı. Ancak onlar çıkabilecek kadar açılmadı.


Üçüncü şahıs dedi ki:


"Ey Allahım, ben işçiler çalıştırıyordum. Ücretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirinçten ibaret olan) ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip kâr ettirdim. Öyle ki çok malı oldu. Derken (yıllar sonra) çıkageldi ve:


"Ey Abdullah! bana olan borcunu öde!" dedi. Ben de:


"Bütün şu gördüğün sığır, davar, deve ve köleler senindir. Git bunları al götür!" dedim. Adam:


"Ey Abdullah, benimle alay etme!" dedi. Ben tekrar:


"Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al götür!" diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı götürdü.


"Ey Allahım, eğer bunu senin rızan için yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!" dedi.

                Kaya açıldı, çıkıp yollarına devam ettiler."


 

Buhari, Enbiya 50, Büyü' 98, İcâre 12, Hars 13, Edeb 5; Müslim, Zikr 100, (2743); Ebu Dâvud, Büyû' 29, (3387).

 

***

 

Peygamberimizin SAV anlattığı bu kıssadan benim aldığım hisse şudur:

 

Ölünce Rabbimizin huzuruna çıkınca, yanımızda getirdiğimiz –belki de affımıza vesile olacak- ne gibi yaptığımız güzel işlerimiz var, diye düşünmeliyiz. Her insan kendi hayatını gözden geçirmelidir. Rabbim bunun için beni affet diyebileceğimiz salih amellerimizi çoğaltmalıyız. Henüz daha ölmedik.

 

Günün birinde bizler de, o mağaradakiler gibi zor durumda kalabiliriz. Öyle bir durumda olalım veya olmayalım, anlatılan kıssadaki amelleri ve de hayırlı güzel işleri yaparak bizler de, ettiğimiz dualarımızın kabulüne şefaatçi olabilecek Salih amellerimizi artırmalıyız.

 

Yazının başındaki haberle alakasını merak ediyorsunuz. Resimde Baroni’nin kucağında o kızcağızın gülümsemesini görüyorsunuz. Kızcağız galiba hem yaşlılık hastası hem de lösemi hastası, Allah şifa versin.

 


Bu samimi davranış bence Baroni’nin bir salih amelidir. Kimbilir belki de birgün çocuğu hastalanır da, bu yaptığı güzel iş, yapacağı duanın kabulüne vesile olur… Doğrusunu Allah bilir.

 

Allah, hepimizi ahirete Salih amellerini çoğaltarak giden kullarından eylesin.

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder