13 Ekim 2012 Cumartesi

Hayatımızın asıl gayesi ne olmalıdır?


Hayatımızın asıl gayesi ne olmalıdır?
 

 

Küçüklüğümüzden beri duyduğumuz bir söz var: “Oku, doktor, mühendis ol, kendini kurtar”

 

Sahiden doktor olmak asıl gaye mi olmalı? Efendim İslam büyüklerinin sohbetlerinden, okuduğum kitaplardan süzülen bilgilerimi kısaca paylaşacağım. Bende bilgi yok. Yazıları beğeniyorsanız bu Allah’ın bana lütfettiği bir ikramıdır hamdolsun.

 

Tasavvufta Dervişin gayesi şu olmuştur; “İlahi ente Maksudi ve rızake Matlubi”

Ya Rab benim gaye ve isteğim senin rızandır ; yaptığım ibadet ve taatimin gayesi ne cennet arzusu ne de cehennem korkusudur, diye, Allah’a teslim olmuştur.

 

Bizim de hayatımızın en büyük ve asıl gayesi Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Yani Allah’ın sevgisini kazanmak... Eğer Allah bizi severse cennetine koyar zaten ve cehennemden korur. Neden bize bir iyilik edene “Allah senden razı olsun” diyoruz ; çünkü asıl amacın bu olduğunu atalarımız dilimize pelesenk etmişler. Çoğu zaman dil alışkanlığıyla söylüyoruz.

 

Yani hayatımızın asıl gayesi Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hayatımızdaki diğer tüm gayeler, asıl gayemize ulaşmakta basamak olmalıdır.

 

Allah bir mucize olarak şifa verir, belki nasip eder ilerde çocuğum olursa ona şunu öğreteceğim:

“Evladım, Allah bu dünyayı bizi imtihan etmek için yaratmış, bizi hayırla da şerle de imtihan etmektedir. Yaşamımızın en büyük gayesi Allah’ın sevgisini kazanmaktır. Hayatımızdaki diğer bütün amaçlar, asıl bu gayeye ulaşmak içindir.

 

Sen şimdi SBS ye, ilerde de üniversite sınavlarına gireceksin. Daha sonra iyi bir işin, eşin, çocukların olacak inşallah. Ama tüm bunlara ulaşmakla asıl gayemize ulaştık diyemeyiz.  Bak bir örnekle açıklayayım daha iyi anlarsın evladım:

 

  • SBS imtihanına niçin gireceksin?
  • Fen lisesini kazanmak için.
  • Bir üst amacın nedir?
  • Fen lisesinde okuyup üniversite sınavında Tıp fakültesini kazanabilmek için.
  • Daha bir üst amacın nedir?
  • Doktor olarak çok para kazanmak, güzel bir kızla evlenmek, güzel bir ev, araba…
  • Yanlış çocuğum. Daha üst amacın şu olmalı. Doktor olarak Allah’ın insanlara şifa vermesinde bir sebep olacak ve neticede Allah’ın sevgisini kazanacaksın inşallah.
  • Zaten Allah’ın sevgisini kazanırsan, Allah sana dünyalık ev, araba… nasip eder.
  • Eğer sen yaptığın güzel işlerle ve samimi ibadetlerinle Allah’ın sevgisini kazanabilirsen, O sana gönlünün aşık olacağı güzel bir eş hediye eder emin ol.
  • Asıl gayeni hiçbir zaman unutma. Yani hayatının zirve gayesi Allah’ın rızası olmalıdır.

 

Benim yazdığım tüm bu yazılar, dualar, sohbetlerimin amacı siz sevdiğim dostlarımı bir an da olsa dünya meşgalelerinden uzaklaştırıp düşündürmek içindir. Ki  inşallah düşününce belki hayatınızda yeni kararlar alırsınız, sadaka gibi, namaz gibi, günahı terk gibi…

 

Neden mi bunu istiyorum? Sizleri çok sevdiğim için. Allah’ın cenneti geniştir. Bu yazıları önce kendi nefsime yazıyorum. İnşallah hepberaber Allah’ın sevgisini kazananlardan oluruz...

 

***

 

Bazı insanlar vardır. Evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı hürriyetlerini kısıtlama olarak görürler. O yüzden de evlenmezler. Canları isteyince İstanbul’a, Antalya’ya gider gezerler. Üstelik bu insanların içinde dindarlar da vardır.

 

Efendimiz SAV “Ümmetimin fesadı zamanında kim sünnetime temessük ederse (yapışırsa), ona yüz şehid sevabı vardır.”  Evlenmek sünnettir. Bu ahir zamanda bu sünneti uygulamak bizim için çok önemlidir.

 

Zina gibi müthiş bir günahtan korunmuş oluruz. Hayatımız düzene girer. Biz ölünce arkamızdan dua edecek ve kabrimize sevap gönderecek hayırlı evlatlar bırakabiliriz.

 

Ve ana gayemiz “Allah’ın rızası”na bu sünneti uygulamakla daha da yaklaşabiliriz.

Ben emekli bir engelliyim. Allah bir sebeple bana şifa verse hemen evlenirim. Yani o yüz şehit sevabına talip olurum. Evlenmek demek Allah rızası istikametinde hayatı paylaşmaktır. Ama hem eşimin, hem benim hürriyetini kısıtlamak şöyle dursun, helal dairesinde her şey serbesttir.

 

En Büyük Hürriyet ; İslâm'a Esir Olmaktır.. [Necip Fazıl Kısakürek]

 

Eşimle dokuz ay hayırlı işlerle , Bir ay da ramazanda oruç, teravih gibi ibadetle meşgul oluruz. Kalan iki ayımızı ise yazın aile, akraba ziyareti ve gezilerle geçiririz.

 

Ben emekliyim evet ama iyileşsem yine çalışırım. Emekli maaşı yeter ama inşallah bir esnaf dükkanı açarım. Rabbimin nasip edeceği kazançla hayırlar yapar, yazınki gezileri finanse ederim.

 

Evlenmeyen o hür! insanlar eminim sıkılıyorlardır. Çünkü bir şey sürekli devam etse kıymeti kalmaz. Hergün baklava yiyen baklavadan usanır. Hayatımız gezmekle geçse bir süre sonra bıkarız.

 

Mesela Allah bana şifa verirse, yazın o iki ayı inşallah çok güzel değerlendiririm. Bir dağ oteline gidip, o muhteşem Karadeniz yaylalarını seyrederek tefekkür ederdim. Eşimle Eyüp Sultan’da dua eder, Sultan Ahmet’te namaz kılar, boğazda balık-ekmek yerdik.

 

Eşimle Çanakkale şehitliğini, Edirne Selimiye camisini, Urfa Balıklıgöl’ü, Kapadokya’yı, Konya Mevlana’yı, Adana’daki, Manisa’daki arkadaşlarımı ziyaret etmeyi çok isterim.

 

Allah hayatımızın asıl gayesini hiçbir zaman unutturmasın. Nefse, şeytana uydurmasın.

Allah hayatımızı rızası dairesinde yaşayıp cennet ve cemalullah ile şereflenen salih kullarından eylesin, Efendimize SAV komşu eylesin. Amin

 

 Celal Çelik
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder